1 Eylül 2021 Çarşamba

Otizm... O ne!


5 Mayıs 2017 Kerem 16 aylık. O zamanlar otizmden bihaberdik. Nasıl haberimiz olsun. Bebek adını seslenince dönüp bakıyor, hatta gülümsüyor. Otizm için en önemli sorun iletişimdir. Etkileşimi var. Tepki veriyor. Söylenenleri anlıyor. Sıradışı hareketleri, davranışları yok. Konuşma dersek, daha 16 aylık ve erkek o yüzden, halk arasındaki genelgeçer bakış açımız gündemde.
"Erkek çocuk geç konuşur. " Fakat 18. ay oldu, 22.ay oldu, 25 oldu hâlâ ne anne ne baba çıktı. Hadi onları boşverin, mö, mi, gak guk hiçbirşey yoktu. Otizmin ilk teşhisini koyarken görülmesi gereken kuralların sadece konuşma tarafı eksikti. Diğer özellikler ise şöyle, -isme tepki verme -eliyle işaret etme -kendi etrafında dönme, -elini gözünün önünde ileri geri sallama, - dönen veya senkronize hareket eden nesnelere hipnotize olmuş gibi bakma

Bunların hiçbiri olmuyorken bizim bu otizm canavarını fark etmemiz imkansızdı.

Demem o ki:
Anneler ve babalar olaya dışarıdan bakamıyor. Farkına varamıyor. Çok belirgin özellikler var olsa bile bunu farkına varmadan görmezden gelebiliyor.
Bu yüzden her ebeveyn, bebeklerini/ çocuklarını bir psikiytriste veya nörologa bebeğin yaşı ne olursa olsun her yıl muayene ettirmeliler.
Erken fark etmek erken müdahele demek ve erkenden başlayacak yoğun özel eğitim demek. Bunun kıymeti ilerleyen yaşlarda çıkıyor.
Ne kadar erken kabullenir ve ona göre yaşamımızı kurarsak çocuğumuz ve bizler yani aileler için o kadar güzel rahat ve sağlıklı bir yaşam olur.
Lütfen her yıl bir çocuk psikiyatristine gidin...

Hiç yorum yok: