Evett gelelim anneler (ebeveynler) için en önemli konuya. BESLENME.
Pek tabi otizmli bir çocuğun sağlıklı, doğru ve doğal beslenmesi şart. Her çocuk gibi o da kahvaltısını, öğle yemeğini, ikindi atıştırmalığını ve akşam yemeğini zamanında ve doğru şekilde yapmalı.
Ama şu var ki otizmli bireylerin uygulaması gerektiğini konu eden beslenme, bağırsak ve mide sağlığı konularında yazılmış bir çok kitap var. Onlardan birine şu aralar göz atıyorum. Otizm Olarak Bilinen Belirtilerden Kurtulmak. Yazarı Kerri Rivera. Diyetler ve beslenme protokolleri var kitapta. Yazarın otizmli çocuğuna uyguladığı beslenme şekillerini kitapta sayfalar dolusu okuyoruz. Kitabı okudukça anlıyoruz ki pek çoğundan uzun vadede yanıt alamamış. Kısa dönemde olumlu sonuç aldıkları pek tabi olmuş fakat zaman geçtikçe tam olarak iyileştirici bir çözüm bulamamış.
Yani demem o ki en son söyleyeceğim şeyi başta söylemeliyim:
Ben otizmli bir çocuk annesi olarak otizmi tam olarak iyileştirici bir beslenme şeklinin, bir ilacın ya da bir yöntemin olmadığını düşünüyorum. Beslenme insanoğlunun hayatını kolaylaştırıcı sağlıklı yaşamın yolunu açan en o önemli etken. Bir otizmli için bu çok önemli evet. Fakat otizmi bitiren onu düzelten bir şey değil.
Bilinmesi gereken şu:
Otizmi iyileştirecek tek çare diye bir şey yok, olmadığı için de her çocuğun iyileşmesi için tutulan yol, uygulanan tüm protokoller kendine özgü ve bireysel olmalı. Bu eğitim, beslenme ve kurulan ilişkinin şekline kadar hepsini kapsıyor. Bu yazımda beslenme konusunu anlatacağım için diğerlerine şimdilik değinmiyorum.
Dediğim gibi beslenme elbette önemli. Otizmli bir çocuğun mutlaka yemesi gereken besinler var. Onları aşağıda tek tek yazacağım. (Yememesi gerekenleri saymama gerek yok. Çünkü her nörotipik çocuğun yememesi gereken yiyecekleri o da yememeli) Fakat otizmli bir çocuğun sakıncalı besinleri yememesi konusunda ailelerin çok katı olmaması gerekiyor.
Neden mi?
Otizmli çocuk diğer çocuklardan farklı. Ve biz aile olarak toplum olarak, eğitmenler olarak onu normal çocuk yapmanın çabasındayız. İşimizin özü bu. Bu noktada ben çocuğuma kreşte bir doğumgünü yapıldığı zaman sen o yaş pastayı yiyemezsin. Diyebilir miyim ya da demeli miyim? Kimi otizmli çocuk annesi bu konularda çok katı kurallar koyup uygulamaya çalışıyor. Onlara kolay gelsin elbette. Fakat ben kaş yaparken göz çıkarmak istemiyorum. Eğer cocuk yaş pasta yerken diğer çocuklarla iletişim kuracak, eğlenecek ve iyi vakit geçirecekse ona karşı çıkmamayı tercih ediyorum.
Hayatımız dengelerden ibaret. Hepimiz için. Otizmli için de bu neden böyle olmasın? Bugün kocaman bir pastayı yiyebilir, fakat meyve yemez ya da meyvesuyu içmez. Diğer gün dört top dondurmayı yiyebilir ama patates yemez ya da sebze yer. Hepimiz, "normal" insanlar böyle yapmıyor muyuz?
Kaldi ki otizmli çocuklar yemek konusunda katı bir şekilde seçiciler. Sadece köfte yiyen ya da sadece tost yiyen çocuklar gördüm. Böyle bir durum varken anne çocuğunu beslemekte çok zorluk yaşıyor. Yalnızca peynir yiyen otizmli bir çocuğa balık yedirmeye çalışan annenin neler çektiğini anneler bilir.
Onların düzenli olarak Omega 3 ve omega 6 yağ asitlerine çok ihtiyacı var. Bunu sağlamanın tek yolu balık yedirmek. Ya da her gün bir çay bardağı zeytinyağı içirmek. Yumurtasını zeytinyağında omlet yapmak. Lezzetli olacağı da aşikâr. Bir diğer yöntem günde bir tane (porsiyon) balık yağı vermek. Böylelikle omega3 omega6 yağ asitlerini , D vitamini ihtiyacını daha hızlı ve kesin yöntemle kaşılayabilmekteyiz. Tatlı son.
Beslenme deyince pek tabi bağırsaklardan bahsetmek gerekir. Otizmin bağırsak sorunlarıyla ilişkili olduğunu söyleyen pek çok kitap var. Bunlardan biri şu aralar elimde gezdirdiğim Otizm Olarak Bilinen Belirtilerden Kurtulmak. Kitap çok ağır protokollerden ve ilaç kullanımından bahsediyor. Otizmi sadece bağırsaklara bağlamak otizmi çok yanlış anlamamıza sebep olur kanaatindeyim. Kolaya kaçmak gibi geliyor. Daha pek çok bağlantı var, en önemlisi eğitim. (Şimdi konumuz bu değil. Bir sonraki sayıda yazacağım.) Bağırsaklarını düzenli çalıştırırsak otizmden kurtuluruz demek toz pembe bir fikir. Ancak insanoğlunun ikinci beyni bağırsakları ve midesi. Böyle düşününce faydalı bilgiler edinebileceğimi düşünüyorum ve kitabı okumaya devam ediyorum.
Otizmli, nörotipiklere göre kokulara çok daha duyarlı. Kahvaltı masasındaki besin çeşitliliği çoğumuzun hoşuna giderken otizmli birinin iştahını kapatabilir. Su herkes için kokmayan bir sıvı iken onlar için çok farklı olabilir.
Oğlum hamburger çok seven bir otizmli. Haliyle yedirmek istediğim, tabi güzel kokan bir yiyecek varsa onu hamburgerin içinde servis edebiliyorum. Klasik anne hilesi. Hafif haşlanmış ve ezilmiş kabağı hamburgerin sosuymuş gibi ekmeğe sürünce hem lezzetli oluyor hem de hamburgerin o bilinen tadını bozmuyor. Mayonez yerine sarmısaklı süzme yogurt, ketçap yerine pişmiş domates. Turşu ve tabi marul. Hamburger adından yola çıkılınca fastfood gibi düşünmek yanlış olur. Oğlumun yediği en faydalı yiyeceklerden biri haline geliyor ve ana yemeğe dönüşüyor.
Oğlum bir gün eve pizza geldiğinde deliler gibi yiyince onun bir numaralı yemeği oldu. Hamburgere yaptığımız hileyi pizzaya yapmak çok daha kolay. Domatesi ve çırpılmış yumurtayı hamura sürüp bol yeşil biber, kapya biber, en az altı tane siyah ve yeşil zeytin ( günlük yenilmesi gereken ), kekik, sarmısaklı zeytinyağı, kişniş, karabiber, kış ise ıspanak ve üstünü kapatana kadar bol peynir. Bu da mutlu, lezzetli ve tatlı son.
Son olarak otizmli çocukların günlük olarak yemeleri gereken bazı yiyecekleri aşağıda şöyle sıralayayım:
1- Yumurta
2- Peynir
3- Kefir
4- Ayran/ Yoğurt
5- Havuç
6- Elma
7- Haşlanmış kemikli dana eti / doğal beslenmiş tavuk
8- Sızma Zeytinyağı
9- Sarmısak
10- Pişmiş soğan
11- Domates ( yaz ise)
12- Balık ( omega 3 omega 6 zengini)
13- Ceviz/ Fındık / Badem / Kuru kayısı / Hurma
14- Bakliyat ( mercimek, nohut, kuru fasulye, pirinç, bulgur)
Bunları sıklıkla hatta her gün tüketmesi gerekiyor.
Sanılanın aksine süt ve süt ürünlerinin çok faydalı olmadığını söyleyen onlarca bilimsel kaynak var. Glüten ve laktozun insan vücudunu yıprattığı, toksin biriktirdiği, yorduğu ispatlanmış. Eğer otizmli çocuğunuz süt içmek istemiyorsa onu zorlamayın. Kefir, ayran besin değeri daha yüksek içecekler ve seviyor. Çocuklara bunları alıştırmak bana göre sütten daha faydalı olacaktır.
Otizmli çocuklar duyarlı, sağduyuları yüksek ve aslına bakılırsa neyin doğru neyin yanlış olduğunu herkesten daha iyi bilen insanlar. Çocuğunuz eğer bir şeyi yemek istemiyorsa bilin ki ona iyi gelmeyecek demektir. Zorlamamak gerekir.
Oğlum yaz ayı boyunca hiç yumurta yemedi. Zorla yedirdiğim bir gün ishal olduğunu gördüm. Sıcakta vücununun yumurtayı kaldıramayacağını biliyordu, ben bilmiyordum. Artık hiç bir şey için onu zorlamıyorum.
Çocuklar yönlendirilebilir elbette. Ama bazen durumu akışına bırakmak daha iyi sonuçlar doğurabilir. Eğer otizmli çocuk kahvaltı etmek istemiyorsa bırakın etmesin. Öğle yemeğinde yeni bir tad denemeye hazırlanıyordur belki. Onlar bizlerden farklı düşünüp başka türlü bakıyorlar dünyaya. Onlara saygı duyup bazen rahat bırakmak, onları tanımak ve anlamak için gerekli olabilir. Bizim onlardan öğreneceklerimizin de olacağını hiç unutmamak gerekir.