MÖÖ
Yazan, Özlem Y. Uçak
Küçük kardeşim Kerem’e, ineklerin nasıl
ses çıkardığını öğretmeye çalışıyorduk. Ama bir türlü söylemiyordu. Özel eğitim
öğretmenleri, ben, annem hepimiz seferber olmuştuk. Bir gün üst komşumuz Sema
teyze bize geldi. Hafta sonu için Ata Çiftliği’ne gideceğini, sütlerinin çok
güzel olduğunu söyledi. Annem evde kefir yapardı. Kerem otizmli olduğu için ona
çok faydalı bir içecekti. Sema teyze çiftliğe bizi davet etti. Annem kabul
edince sevinçten havalara uçtum. Kerem nereye gideceğimizi anlamamıştı. Ata
Çiftliği’nin fotoğraflarını göstermemiz gerekiyordu. Sema teyze telefonundan
fotoğrafları gösterdi. “Kerem bak! Hafta sonu bu inekleri görmeye gideceğiz,”
dedim. Kerem fotoğraflara baktı ve gülümsedi.
O sırada annem, “İnekler nasıl ses
çıkarır?” diye sordu. Yine söylemiyordu. Ona bunu nasıl öğretecektik?
Hafta sonu gelip çatmıştı. Güneş
gökyüzünde pırıl pırıl parlıyordu. Sema teyze kapımızı çaldı. “Hazır mısınız?”,
“Hazırız,” diye sevinçle bağırdım. Kerem de heyecanlıydı. İnekleri göreceğini
bildiğini anlamıştım.
Çiftlik alanına girer girmez bir koku
duyumsadım. Kokunun ne olduğunu sordum. Çiftliğin sahibi amca, ahır kokusu
olduğunu inek çiftliklerinde böyle bir koku duyulduğunu söyledi. Şimdi inekleri
görmek için daha da sabırsızlanmıştık. Gerçekten de o kadar büyükler miydi
acaba? Merakımı az sonra giderecektim.
Kerem’in elinden tuttum. Amcayı takip
ediyorduk. Büyük bir otlak alanına geldik. Onlarca inek alanda dolaşıyordu.
Güneş kadar canlı, kahverengi, parlak tüyleri, kocaman baş ve gövdeleri ve uzun
kuyrukları vardı. Düşündüğümden çok daha iri hayvanlardı.
Kerem birden çitin kapısını açıp ineklerin
olduğu yöne koşmaya başladı. İnekler sürü halde yürüyorlardı aralarına girdi.
Çok eğleniyordu.
Amca kucağında bir buzağı ile yanımıza
geldi. Hayatımda gördüğüm en güzel buzağıydı. Karamel rengi tüyleri, kocaman
yuvarlak gözleri vardı. Kerem buzağının yanına çökmüş onu okşamaya bile
başlamıştı.
Tam bu sırada diğer ineklerden biri ‘Möö’
dedi. Bir süre sonra hepsi ‘Möö’ diye sesleniyorlardı. “Bak Kerem! İnek möö diyor,”
diye coşkuyla söyledim. “İnekler nasıl ses çıkarır?” dedim. Kerem bana döndü,
gözlerime baktı ve net bir şekilde ‘Möö’ dedi. Kulaklarıma inanamamıştım.
Burada, ineklerin arasında hemencecik söyleyivermişti. Anneme baktım. Sevinçten
gözleri dolmuştu hem de gülüyordu.
Akşama kadar çiftlikte hiç
unutamayacağımız bir gün geçirdik. Eve dönme vakti gelmişti. Öyle yorulmuştuk ki
Kerem de ben de arabada uyuyakaldık. Bir ara uyandım. Kerem uykusunda
sayıklıyordu. Ne mi diyordu? ‘Möö!’ diye sesleniyordu.
***